27 Aralık 2011 Salı

Bir Firtina Aldi Bizi!

Buraya yerlestigimden beri kar sene duzenli yagar. Ekim-kasim gibi baslar nisan-mayis aylarinda da erir gider. Gectigimiz sene bu zamanlar -16, yuksek tepelerde -33`u gordum. Gecen sene hava fazla sogumus olacak ki bu seneye kar kalmadi sanirim. Bir iki hafta once yagdi biraz sonra yagmurla erimeye baslamisti ki, 25 aralik pazar gunu esintili yagmurlu hava kabarmaya basladi! Kapi gicirdadiginda once pencerelerden birini acik sandim. Cama vuran yagmur damlalarina bakarken disaridaki hizla donen camasir askisini farkettim ki herhangi bir pencere acik degildi! Evet disaridan sesler geliyordu aksamdan beri ama yagmurun sesi diye aldiris etmemistim. Cok gecmedi ki uzerinden kapi bir kez daha hizla gicirdadi.. Pencereden bakmak urkutmeye baslamisti cunku disaridaki kipirdasmalar arttikca sesler artmaya baslamisti. Elektrigin de kesilmesiyle evdeki butun mumlari yaktim. Koltuga oturup beklemekten baska care yoktu, ve dua etmekten.. Titreyen mum isilarina bakarken butun kapilarin ve pencelerin titredigini hissettigimi cok iyi hatirliyorum! O an sadece oglum icin endiselendim cunku gokyuzu resmen azgin bir boga gibiydi! 

Gece yarisi telefon hatlarimizin da kesilmesiyle beraber gokyuzu rahatlamiscasina esintili yagmuruna devam etti. Ertesi gunu gun ortasinda gelen eletrikten sonra telefon hatlarimiz bugun ancak acildi. Sanirim Mikâil (a.s) insanlara yaradani hatirlatti Krismis gecesinde!!!

Iste olaydan sonra cevrede yapilan video cekimi.




Bahcesindeki agaci koklenen komsumuz ve butun gece ortusu parcalanip ucan cilek tarlasi!

1 Nisan 2011 Cuma

Sen!

Sen, oyle birsey yapiyorsun ki bana, kalbimin sesini hissediyorum kulaklarimda.. Catik kasim genisliyor gulumserken. Bak, gozlerim de daha anlamli simdi! Anlatmak istedigim ne cok sey varmis, konusasim geldi birden.. Beynimde hayalin dolasmaya basladi gene. Elini tutmak istiyorum, sana dogru adim atmak..Ama ne mumkun ki kiyamiyorum..

Iste butun bunlari yasarken bedenim tum masumuyetiyle, ruhumsa coktan golgenle sevisiyor olmali!

(Biz, iki uzak golge, asla birlesmeyecek.. -Hari Mata Hari-)

------

Det er en ting du gjør med meg, jeg føler mine ører lyden av mitt hjerte.. Muskelen min utvider taket når jeg smile. Se på øynene mine, mer meningsfylt nå! Jeg ville prata plutselig, jeg har masse ting å forklare.. Du bgyntte gå rundt igjen som drøm i hjernen min. Jeg vil å holde hendene dine, å kom til deg.. Men jeg kan ikke (vil ikke ødelagt)..

Så når føler kroppen min sånn, sjelen min med skyggen din!!!!

(Vi er to bort skygge, aldri kan ikke være sammen.. -Hari Mata Hari-)

29 Mart 2011 Salı

Boya-Badana Bolum-2




Nisan ayi yaklasirken hala yuzsuzce kar yagmasina alisamadigim bu ulkede, badana-boya islerini de ogrendim ya; ufkumun daha da acildigini hissediyorum! Oglunlasmak bu olsa gerek.. Yani surekli birseyler ogrenmek ve tecrube yasamak.. Su siralar son detaylarini yaptigim evin giris bolumu, onceden oglumun kapi onune oturma merakinin oldugu siralarda kremsi bir renkteydi. Simdiyse Norvec`in klasik renklerinden kirmizi ve mavi.. Artik detaylar bittikten sonra yeni halini de eklerim..

Aksam da Lucas uyuduktan sonra onun odasini boyadim. Genelde ahsap oldugu icin odasi isim cabuk bitti ve simdi cayimi icerken birseyler yazmak istedim. Farkettim ki uzun zamandir gundemi bos birakmisim :) Bu aralar beni sevindiren tek sey gunun aksam 21.00 sulari kararmasi, yani gun isigimiz geri geliyor yasasin!!! Diger konu ise agustosta yapmayi planladigim Turkiye turum!!!!

21 Şubat 2011 Pazartesi

Onundekini gormemek..

Gecen gunlerde sevgili arkadasim Ayse`nin tavsiyesini dikkate alarak ogluma kereviz yemegi yapmaya karar verdim. Ama hayatimda ilk yapacak oldugum icin oturdum internet basina bazi tarifler bulup karsilastirdim ve birine karar verdim. Gozumde korkuttugum kadar da zor degilmis; sogan, havuc, kereviz.. Malzemeleri kagida yazip tarifi tekrar okurken gozumu oynatip ekranin arkasindaki televizyona cevirdim ki izledigim ya da acik olup da izledigimi sandigim kanaldaki ahcimiz tabaga yaptigi kereviz yemegini servis ediyordu!!

Ya insan hep neden onundekine bakmaz da aradigini baska yerde arar? :))))

12 Şubat 2011 Cumartesi

Hudutlar!

Bazi insanlari anlamiyorum, icleri bir tuhaf: Cok et yemekten sanirim, katilasmis.. Duvar gibiler, zihinleri balik gibi, gulumsemeleri ve hatrini sormalari sahte, dostluklariysa cimri......

Her yazdigimin basima geldigini sanmayin yani genelde negatif seyler yazdigimi farkettim ama icinde bulundugum sert kis gorus acimi da soguttu sanirim. Farkli bir kulture, dile, aliskanliklara geldiginizde ve siz de cok fazla beyninizde detayla yasiyorsaniz onlar sizi farketmeden istediginiz gibi analiz edebilirsiniz. Bu vatandaslar cok ilginc gercekten. Hic ama hicbirseyi kafalarina yakmiyorlar, sen olsan bana bunu dedi diye dusunurken o onu coktan unutmustur. Ama gercekten unutuyorlar! Ve senin bakislarindaki sorguya anlamsizca bakabiliyorlar. Evdeki butun esyalarin en kucuk noktasina kadar yerini bile aklinda bulan biri olarak ben bu kadar genislige alisamam, alismam. Neyse umarim basima surekli gelmez de her zaman soyledigim `burasi beni ya yazar ya deli yapacak` sozundeki ulkesine hayirli bir yazar olurum. Delirmek istemiyorum yabanci memlekette. Yoksa kafeye hergun gelen, universiteyi birincilikle bitiren, zekasi fazla calistigi icin beyninde surekli hesap yapan, kendi kendine konusan ve gulen O adamdan farkim olmaz.. En kotusuyse hep yanliz olmasi!

Sonra bir de emekliler masamiz var. Hergun gelip yemeklerini yeyip nerdeyse butun gun beraber oturup konusurlar. Birbirlerine yardim ederler, siyaset yaparlar kendi kafalarinca, masalarini toplarken bana tabaklarini uzatirlar gulumseyerek.. Arka masada yanliz oturan adini aklimda tutamadigim o dahiye inat yapar gibi! Dunya boyle iste hicbirsey uzak degil, yirmi metrekarelik alanda bile her masanin hudutlari ve insanlari farkli..

Hayatimla ilgili bazi ceki duzenler veriyorum yazilarim gecikebilir ama yazma istegim asla azalmiyor bunu bilin..Sevgiler..

24 Ocak 2011 Pazartesi

Boyle buyurdu zerdust..

Yalnızlığına kaç, dostum:
görüyorum ki her yerini zehirli sinekler sokmuş.
Sert ve sağlam bir havanın estiği yere kaç!
Yalnızlığına kaç!
Sen küçük ve acınacak kişilere pek yakın yaşadın.
Onların göze görünmez öclerinden kaç!
Onlar sana karşı öcden başka bir şey değildirler.

Artık el kaldırma onlara!
Saygısızdır onlar,
hem senin yazgın sinek kovmak değildir ki.


Friedrich Nietzsche

11 Ocak 2011 Salı

Kar durumu !!

Kac gundur durmayan kar yagisi Lucas`in boyunu gecti..



Bir cumartesi keyfi :)

Uzun sureden beri ilk defa arkadasim Elif`le gecen cumartesi alisverise gittik. Sabahtan bulusup butun gun dolastik, yalniz! Valla ne yalan soyleyim cok iyi geldi bu bana.. Butun gun alisveris yapip pizza yedik ve kahvelerimizi yudumladik, kalpli kalpli :))