19 Şubat 2014 Çarşamba

Norveç gerçeği - Norges sannheten

Ülkenizin petrol zengini olduğunu düşünün. O kadar ki kasası dolup taşmış, ihtiyacı olan diğer ülkelere sponsorluk bile yapıyor. Üstüne kasasına eklemeye devam ediyor, olur ya (ki şimdilik öyle bir ihtimal yok) birgün petrol biter ana gelir kaynağı kesilir ortada kalırız diye stok yapıyor paracıkları. Ağzınızın suyu aktı dimi eliniz kaşındı, yok yok bu bolluğu halkı görmüyor şımarmasınlar diye! Halkına da aynı kazıklıkta satıyor petrolü (argo oldu ama durumu açıklayacak kibar kelime bulamadım)..

Tenk om landet ditt veldig rik av olje. Har masse peng og tilfølle støtte til andre mange land som har ikke nok peng. Og likevel vaere forsiktig med penga si grunn av sikkerhet om fremtiden. Naa tenkte du at ke heldige folken som bor her. Nei da, fordi de betaler samme dyr til olje nar de kjøpe.

Sadece petrolle kalmıyor. Arabadan başladık madem devam edelim. Bir yere mi gittiniz, alışveriş merkezi, market hiç farketmez otopark parası ödüyorsunuz. Sadece çok nadir bazı marketlerin otopark alanları ücretsiz o da bir saat sınırlı, kimse görmez demeyin hemen yakalıyorlar süresi geçince güzel dolu bir ceza görüyorsunuz camınızda..

İkke bare olje. Vi videre med bil.. Reiser du butikken eller ann plass betaler du parkering. Hvis du ikke far du gode regninger pa bil glass, ikke noke tull nei..

Cezayı eline alan vatandaşla devam edelim. Bu adam maaşının %35'ini devlete vergi olarak veriyor. Bu vergi içinde emelilik ve çeşitli kesintiler var. Devletin oluşturduğu bir bütçe havuzu düşünün bu kesintiler buraya gidiyor. Ama yok kesilen yüzdenin gözdeliği kadar emekli maaşı alamayacak merak etmeyin. O havuzdaki paralar nereye gidiyor?

Den som eier bilen.. Den mannen betaler %35 skatt av lønn sin. Den innholder om pensijonist og noken andre. Tenk om kommunen har en liktsom stor bassenger som alle skattene gar der. Men likevel han skal ikke fa sikkelig pensijonist lønn. Men hva foregar med den bassenge pengene?

Oooo gitti bile.. Hani fakir ülkelerden gelen göçmenler var ya bu adamın ülkesine gelen; onlara ev tutuldu, döşendi ve her ay yardım olarak onlara gitmeye devam edecek. Ta ki onlara bu ülkeye alışana, dillerini öğrenene, kendilerine iş bulana kadar. Ama çocuk yardımları devam edecek o ayrı. Tamam adaletli olalım, bu arkadaşın da çocuğu varsa o da alıyor yalan yok..

Landet sitt far mange asylsøker fra ann land for eks. kommunen dekker dem om alt sa lenge de akseptere den lande, laere seg sprak og finne seg jobb. Men likevel de skal fa barntrygg. Haper han har unga og da skal han fa og..

Adam faturalarını inceliyor, elektrik faturası ne kadar yüksek! Halbuki devlet kendi üretiyor, ama şimdi ihraç ediyor ya onu da yazık sana torpil mi geçsin.. Sakın geciktirme faiz gelir sonra! Ayyy gene ses geliyor çamaşır makinesinden. Şimdi tamirci çağırsan malzemeden çok (çooooook) işçilik ödeyeceksin, bence artık yenisini al. Ne yaparsın işte çıkıyor arada böyle hesapta olmayan işler.. Neyse haftasonu tatilinde alırsın artık. İyi giyin bu arada hava gene eksilere düşecekmiş hasta olayım deme biliyosun o kesintilerde sağlık güvencen yok (!)..

Den mannen ser etter fakturane, strøm veldig høyg sant! Var det ikke ditt land produsere strøm? Men men.. Dei sende ann lande og tenk om. Hvorfor skal sele billig til deg, ikke vaere bortskjemt! İkke bli seint a betale. Oiii har du hørt, vaskemaskin har samme lyd igjen. İkke ring servis, husker du ke mkje betalt du siste gang! Da far du reise helgen og kjøpe ny en. Sann er det livet, ikke noke planlagt. Men det skal vaere kald helgen ha pa deg god klaer. Du ma ikke vaere syk, den som du betaler dekke ikke helse systeme..

Ne yaparsın işte sistem böyle. Hakkaten ne oturmuş bu sistem kimse çıkıntılık yapmıyor. Ama benim şahsi kanaatim sakin atın tekmesi pek olurmuş ya birgün gelecekler bu halka. Hele de göçmenler çoğaldıkça, ülkenin düzenine ayak uyduramadıkça birgün yerel halk delirecek (Çünkü göçmenler konusunda inanılmaz insancıllar. Mesela dillerini ögrenmek için bir zaman sınırlamaları yok. Tabi dil öğrenemedikleri için bulundukları topluma adapte olmaları ve sosyal yaşamları da kısıtlı kalıyor.). Fazla iyilikten maraz çıkacak (tabi ki temennim bu yönde değil)..

Ja ja sann er det systeme. Tror alle ha aksept veldig godt den systeme og ingen sier ikke noke. Men min følelse at en dag folken kommer og si 'Nok'..


11 Şubat 2014 Salı

Saygılarla domuz etine veda..

Norveç birçok ülkeden göç alıyor. Bu demek ki birçok kültür ve din de aynı sınırlar içinde. Bu kadar farklılık bir aradayken nasıl oluyor da karışıklık çıkmıyor ya da yerel halk isyan etmiyor derken içi dolu dolu tek kelime en yanlınlığıyla cevaplıyor, SAYGI! O kadar ki yiyecek alışkanlıklarını değiştirecek kadar..

Norge far ganske mange asylsøker fra ann lander. Da betyr at mange kultur og religion bor i samma grenser. Men korleis er det blir ikke kaos, tror at eneste svar er det RESPEKT! Tenk om at de har sa respekt a bytte mat kulturen deres..

Geçtiğimiz günlerde haberleri dinlerken bir konu inanılmaz dikkatimi çekti. Norveç'te domuz eti tüketimi özellikle kreşlerde azlamış ve domuz etine olan talep düşmeye başlamış. Sebepse göçmen gelen müslüman ailelerin çocuklarının domuz eti yememesi. Bir an inanamadım duyduklarıma. Çünkü ülke genelinde gelişen olayın minyatürü bizim kreşte aynen uygulanmıştı uzun zamandır. Bizim kreşte de iki sınıfta bu sebepten dolayı aynı tip yiyecek uygulamasına başladılar. Hem çocukların canı çekmesin hem de karışıklık olmasın diye..

Noken dagar før hørte i nyheter at mange barnehager slutte bestille svinekjøtt grunn av som flytte mange sa muslimer. Først tenkte jeg er det mulig. Jeg har trodde at dette skjedde bare i var barnehage. Tenk som na hører jeg om hele land det samma.

Haberlerde bir yönetici bulduklarını yesinler, niye düzenimizi onlara göre bozalım onlara da ayrı düzen kuralım derken uygulamada daha ortak bir nokta bulunmuş bile. Kesinlikle ne kadar saygılı ve düşünceli bir nokta bu ki kimseden negatif bir cevap almadım simdiye kadar bu konuda kreşte. Bu sadece temsili bir örnek dısardan geleni içeri alma konsusunda. Keşke, biz de bu kadar alçak gönüllü olabilsek, sırf insan olma vasfından dolayı karşımızdakine saygı duyabilsek. Ülkemizde de binbir kültür yaşıyor ama mesela kürt adını duyunca tırnak çıkartıyoruz sanki hepsi aynıymış gibi. Bence bu bir etkileşim. Herkesin etrafına saygılı olarak başlayacağı bir etkileşim hem de..

En som leder har sagt at dei muslimana kan eta hva de far, at vi ma ikke bytte mat rutiner var. Ja ogsa enige med det men tror nar de jobbar i barmehage vil ikke ha kaos. Den ogsa rett. Men poenget mitt er tenk om nordmenn veldig velkommen for ann kultur og utrolig har respekt! Kunne ønske me for mitt land det samma. Vi har ogsa mange ulike kultur men har ikke respekt og det gjør det bare kaos og stressfull folk. Haper vi kan ogsa bgynne en plass med respekt og vidare med hele lande..

Bergenstest sözlü sınavı - Muntlig eksamen

Son yazılarımdan birinde Bergenstest'in yazılısını anlatmıştım. 31 Ocak'ta girdiğim sözlü sınavı yazılı kadar uzun sürmedi. İki kişiyle girdiğim sınavda biri gözetmen biri de mülakatı yapandı. Kısaca kendimi tanitmam istendi. Sonra üç konu sunuluyor önünüze ve birini seciyorsunuz. Bu konuyla ilgili 4-5 fotoğraf gösteriliyor ve ne gördüğünüz hakkında kısa ve öz yorum isteniyor. Bu da bitince konuyla ilgili gene özlü bir söz veriliyor kesintisiz 3 dk. düsüncelerinizi anlatmaniz isteniyor, sona dogru da konu uzerine kısa bir fikir alış verişi. Gözetmen bircok şeyi (dil bilgisi, kendini ifade etme, kelime kullanimi vs.) ölçtüğü için sonucu tam kestiremiyorsunuz. Beş buçuk senemden sonra ilk denememin sonucu heyecandan çok merak uyanırdı bende, çünkü hiç özel hazırlık yapmadan girdim. Yazılı henüz açıklanmadı ama sözlü sınavdan kaldığımı öğrendim bugun.. Gelecek sefer için deneyim edinmiş oldum bu da şimdiki kârım..

Jeg har fortalt at jeg tok den Bergenstesten i januar. Jeg vare siste gang i muntlig eksamen den 31. januar. Det tok ikke lenge tid som skriflig. Kandinant ma fortelle om sjølv kort og enkelt. Og far du tre emne og bestemmer du om en, du ser fire bilde om emne og ma fortelle hva betyr for deg (kort-enkelt), slutning far du en setning om emne og ma fortelle i 3 minutt hva tenker du om det (enig eller ikke). Selfølgelig dei maaler mange ting om norsk og kan ikke helt kjønne hvordan gikk det. Jeg har ikke fatt svar enna om skriflig men fatt svar om muntlig eksamen er ikke bestatt, dessverre.. Ja ja det var en erfaring for neste gang!


'Kakao Evi' diye bir kafeye denk geldim. Norvec'e gore icecekleri oldukca ucuz ve kucuk ve sevimli bir yer. Yurtdisindan göç etmiş bir çikolata ustası açmış burayı. Kendi yaptığı cikolatalari satabilmek icin tatli bir tuzak sanirim bu fiyatlar ama hersey taze ve gercekten mis gibi. Kahvesi de yeni cekilmisti kokusu ve tadi resmen yarıştı..

'Kakao Hus' det var en koselig ve smaktful kafeen i Bergen. Ogsa ganske billig for Norge! Han som eiger lager skojolade og seler her. Det var nydelig kafe og fersk lucnh kan du finne her..



Nereye baksam İzmir! Sanki Güzelyalı'nın arka sokaklarındayım.. Bergen, İzmir ve İstanbul'un karışımı sanırım. Yukarida gordugunuz tren garı. Merkezden dağın tepesine yokuş tren rayı yapmışlar 7-8 dk.lık kısa bir yolculukla varıyorsunuz buraya. Ne çabuk demeyin Norveç'te dağ sorun değil, mübarek heryer dağ.. Kuş bakışı şehre bakabiliyorsunuz, ve dağ içinde yürüyüş parkuru var. Yanınıza yiyecek alarak küçük bir piknik de yapabilirsiniz. 




Bir Bergen hatırası da bu sınavla bitti şimdilik, gelecek sınava kadar Allah Kerim..