12 Şubat 2011 Cumartesi

Hudutlar!

Bazi insanlari anlamiyorum, icleri bir tuhaf: Cok et yemekten sanirim, katilasmis.. Duvar gibiler, zihinleri balik gibi, gulumsemeleri ve hatrini sormalari sahte, dostluklariysa cimri......

Her yazdigimin basima geldigini sanmayin yani genelde negatif seyler yazdigimi farkettim ama icinde bulundugum sert kis gorus acimi da soguttu sanirim. Farkli bir kulture, dile, aliskanliklara geldiginizde ve siz de cok fazla beyninizde detayla yasiyorsaniz onlar sizi farketmeden istediginiz gibi analiz edebilirsiniz. Bu vatandaslar cok ilginc gercekten. Hic ama hicbirseyi kafalarina yakmiyorlar, sen olsan bana bunu dedi diye dusunurken o onu coktan unutmustur. Ama gercekten unutuyorlar! Ve senin bakislarindaki sorguya anlamsizca bakabiliyorlar. Evdeki butun esyalarin en kucuk noktasina kadar yerini bile aklinda bulan biri olarak ben bu kadar genislige alisamam, alismam. Neyse umarim basima surekli gelmez de her zaman soyledigim `burasi beni ya yazar ya deli yapacak` sozundeki ulkesine hayirli bir yazar olurum. Delirmek istemiyorum yabanci memlekette. Yoksa kafeye hergun gelen, universiteyi birincilikle bitiren, zekasi fazla calistigi icin beyninde surekli hesap yapan, kendi kendine konusan ve gulen O adamdan farkim olmaz.. En kotusuyse hep yanliz olmasi!

Sonra bir de emekliler masamiz var. Hergun gelip yemeklerini yeyip nerdeyse butun gun beraber oturup konusurlar. Birbirlerine yardim ederler, siyaset yaparlar kendi kafalarinca, masalarini toplarken bana tabaklarini uzatirlar gulumseyerek.. Arka masada yanliz oturan adini aklimda tutamadigim o dahiye inat yapar gibi! Dunya boyle iste hicbirsey uzak degil, yirmi metrekarelik alanda bile her masanin hudutlari ve insanlari farkli..

Hayatimla ilgili bazi ceki duzenler veriyorum yazilarim gecikebilir ama yazma istegim asla azalmiyor bunu bilin..Sevgiler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder