6 Kasım 2013 Çarşamba

Sıradan bir gün..

Sabah 7'de kalktığımda heryer karanlıktı. Uzaktan karşıdaki inşaatın seslerini duydum önce, bütün ışıkları yaktım mutfağa kadar. Ama dışarısı hala zifiri.. Hayranım şu inşaat işçilerine, her sabah (yazın neyse de) kışın karanlığında şu özel aydınlatmalarla nasıl da çalışıyorlar. Pencereden onlara baktıkça ben üşüyorum.. Yumurtalar ve çayı ocağa koyup kahvaltı hazırlama zamanı. Evet işe gitmeme az var ama çalıştığım sürece bu kadar lüks hakkım. Sosyal hayatımın iki bin kişilik kasaba, çalışma hayatımın da 20 metre olduğunu düşünürsek lüks konusunda pek de fazla seçeneğim olmadığını tahayyül edersiniz sanırım..

Kızarmış ekmeğim de tabağımda artık keyif zamanı. Bazen müzik de dinlerim.. Çayımı yudumlarken minik ayak sesleri duydum, Lucas gözlerini ovuşturarak 'uyandım anne' dedi :) Evet görebiliyorum, ama ayılamadığın kesin daha.. Her zamanki gibi bişey yemek istemedi, iş yerinde yiyecekmis! Evet biz Lucas ile işe gidiyoruz hele de bugün bir saat kadar sabah benimle beraber olacak bebek bölümünde, nedense en sevdiği yer.. Sanırım oları izlemek hoşuna gidiyor.

Ben genelde kreşte 1-3 yaş grubuyla beraberim, bazen de Lucas'ın. Gün boyunca beraber sayılırız yani. Saat 11 gibi öğle yemeği, 14 gibi de meyve saatleri var. Bugün 14'te işim bitmişti beraber eve döndük ve günün beklenen cümlesi eve girer girmez söylendi 'ikimiz araba sürelim mi anne olur dimi'.. Sobayı yaktıktan sonra araba sürme törenimiz başladı bu artık bitmez.. :-)

Akşam yemeği vs derken şu geçen yazdığım 'skillingboller' yapmaya karar verdim ama bana bir yardımcı lazımdı :) ne kadar becerikli bu çocuk yaa :-)







Akşam minik ellerden çıkan bu lezzeti yedikçe ağırlaştık tabi ve bir Norveç klasiği akşam yürüyüşü yaptık. Hava kac derece derseniz bu aralar 4-5.. Abartmıyorum ama gayet iyi bizim için - 17'yi hissettikten sonra bu havada üşümek pek mümkün değil. Zaten kötü hava yok kötü ve eksik giyinmek var Norveçlilere göre.. Herşeyin kılıfı hazır yani :) Döndüğümüzde artık uyku vaktiydi. Saat 20'den önce Lucas uyumuş olmalı ki ihtiyacı olan uyukuyu alabilsin. Bütün günü hareketli geçtiği için ve ne olursa olsun erken kalktığı için bu şart. Zaten o saatten sonra ülkedeki büyük çocuk çoğunluğu uyumuş oluyor. Bunda bile standart var yani. Onlar da işe erken başlıyor.. Sabah uyandığında keyif yapacak bir evi yok anne-babalarıyla evden çıkıp onlarla eve giriyorlarlar. Sanırım bu konu da ayrı bir konu yazmam gereken..

Bizim normal bir günümüz genelde böyle. Hafta sonu yaptıklarımızsa ayrı. Onu da yazıcam başka zaman, sevgiler.. İyi geceler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder