27 Ocak 2014 Pazartesi

İnsanlar normal değil. - Folk e jo ikke vanlige.


Bugün Norveç'teki ilk seminerime gittim Sogndal Üniversitesi'nde. Sosyal bir konu işlendi, kürtaj. Ana tema kürtajla müdahale edilen bir insan hayatının ileride de bir şekilde değişebileceği. Dünyada cinsiyeti beğenilmediği için, ailelerim sorumluluk alamadıkları için ya da sakat olduğu tespit edildiği için kürtaj yapılan bircok doğmamış bebek var. Doktorlar gerçekçi, politikacılar ekonomik, çevre kültürel yaklaşırken kürtaj sonrası annenin psikolojisi ne yönde olmalı? Tiyatro gösterisiyle başlayan seminerde kısaca bu konu işlendi ve bu bölümde sakat doğma durumu bulunan bebeğini aldıran anne cenazesiyle başbaşaydı.

I dag har jeg vare i en seminar første gang i Norge (Høyg skule i Sogndal). Emne var det om abort. Mange som rundt verden aborte grunn av kankje liker ikke kjønn, eller kommer a født skadelig et barn eller oii dei hadde ikke bestemt seg likevel om et barn. Legene tenker realistik, politikar tenker ekonømisk, rundt familie tenker kulturel men hva om mor da? Korleis hun blir etter sitte med bitte liten grave..



Yukarıda 36 yaşında normal bir Norveçli kadın tarif edilmiş, evli, muhtemelen iki çocuk sahibi, üniversite bitirmiş, evi var, ekonomisi oturmuş, kiliseye üye, işi var, evi kendi temizliyor, okulda başarılıydı vs vs. Ama bütün bunların insani değerlere yetmediği, böyle bir annenin sosyal baskı yüzünden yaptığı kürtaj sonrası duygu ezikliğini toplumun gideremeyeceği ima edildi.




İkinci bölümde, üniversitedeki iki ögretim görevlisi ailesinde yaşamış ve vefat etmiş iki özürlü hakkında bilgi verdi ve kıyasladı; bu zamandaki imkan o zamanlar olsaydı belki hala yaşıyor olacaklardı. Ve hoşuma giden bir cümle geldi, çocuklar (insanlar) ne ve nasıl olurlarsa olsunlar eşit karşılanmalı.

To som høgskulelaerer har fortalt history fra familien sin og da kom en setningen som jeg likte 'alle barn trenger velkommen hvem de er'..

Ve son bölümde tekerlekli sandalyedeki bir genç sözü aldı. Aktif futbol oynayan ve hayali ABD ligi olan bu genç, aşırı sırt ağrılarıyla başlayan şikayetinin ummadığı ciddiyetteki bir ameliyatla son bulması sonucu bu durumda olduğunu anlattı. Tabi ki özürlü sınıfına giren genç sistemin kendisini dışlamasına izin vermemiş ve kendine yeni bir rota çizerek yeni hayatına adapte olmuş.

Slutten var det en futbol spelar har fortalt om livet sitt. Han var aktif futbol spelar, bgynnelse vonte ryggen slutte med en alvor operasjon og hadde ikke et bein lenger. Likevel gikk ikke seg opp. 'Skulle jeg gjøre som system vil eller som jeg vil?' sa han og svarte, 'Jeg har bestemt over meg og gikk ikke opp!'. Sa, nar du har en skadelig baby i magen din du bestemmer at du vil ikke ha den, hva skal du gjøre nar ungan din faar en skade i sann mote? Hvem sa vanlige eller hvilken kunnskap bestemmer over den? Hva er grense? Hvem sa tegner den grensen? Har mange spørsmaal nar mennesker har saann type kategorier. Nei tror folk e ikke vanlig..

Futbol olmasa da spora devam..


Seminerin adı 'İnsanlar normal değil'di. Bir tarafta 'diğerleri' diye adlandırılan ve daha anne karninda önü kesilmeye çalışılan 'özürlüler' bir tarafta ise 'normal' doğan ama yine 'özürlüler' sınıfına sokulan insanlar. Evet gerçekten normal değiliz! İnsan hayatına ne hakla hangi kurallarla sınıf tayin ediyoruz?

Ve kısa bir notla geçtiğimiz hafta olan ilginç bir yangından bahsetmek istiyorum. Bize yaklaşık iki saat ileride Laerdal adında bir yerleşim yerinde gece saat 22.30 sularında bir yangın çıktı. Yangın rüzgarla resmen seçtiği evlere atlamış gibiydi. Çünkü bir ev yanmış kül olmuş ama dibindeki ağaç ve ev yanmamış! Başka mahallede bir ev yanmış ama gene dibindeki odunluk sapasağlam ve en ilginci de kimsenin yara bile almadan kurtulması (tabi ki çok şükür). Allah'ın işi demekten başka birşey gelmiyor elimden.. Fotoğraflarda çok net değil ama iki örnek..



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder